Aile ve çift terapisi, bireylerin duygusal sorunlarını ve psikopatolojilerini aile dinamikleri bağlamında ele alan bir terapi şeklidir. Yalnızca bireysel patolojilere odaklanmak yerine, kişinin ailesiyle ilişkisini ve aile içi etkileşimlerini de göz önünde bulundurur (Wetchler & Hecker, 2015). Böylece aile ve çift terapileri, eşler arasındaki ilişkiyi geliştirmeye yardımcı olan bir terapi şekli olarak işlev görür. İlişkilerde yaşanılan sorunları anlamak, çözüm yolları bulmak ve ilişkinin devamıyla ilgili sağlıklı karar vermeyi sağlamak bu terapinin temel amaçları arasındadır. Sorunların farkına varılması ve anlaşılması çözüm için ilk basamaktır. Daha sonra çözüm yolları aranır ve bu süreçte etkili iletişim, duyguların ifadesi, anlayış, şefkat, saygı, kabul ve yakınlık gibi beceriler geliştirilir. İlişkiyi devam ettirme veya sonlandırma hakkında sağlıklı bir şekilde kararın verildiği süreç ise, bu şekilde aktive edilmiş olur. İlişkinin hangi aşamasında olunursa olunsun bu terapi fayda sağlayacaktır.
Neden Aile ve Çift Terapisi? Aile ve Çift Terapisi Avantajları Nelerdir?
Aile terapisi, sorunların kaynağını bireylerden ziyade bireyler arasındaki ilişkilerden ve iletişim tarzlarından kaynaklandığını varsayar. Sorunlar ilişki örüntülerinin fark edilmesi ve değişmesiyle çözülür ve bu çözümün hem bireyler hem de aile açısından etkili olacağı öne sürülür. Bireysel terapilerde sorunlar, bireyin kendi iç dünyasına odaklanarak çözülürken, grup terapilerinde sorunlar, farklı insanların deneyimlerini ve bakış açılarını bir araya getirerek bunlardan beslenerek çözülmeye çalışılır. Aile terapilerinde ise aile bir bütün olarak ele alınır. Bu bütündeki ilişkilere, iletişime ve işleyişine bakarak sorun çözülmek istenir. Aile fertlerinden biri psikolojik belirti gösterse bile, aile terapisi bu bireysel sorunu, ailenin ilişkisel ve iletişimsel süreçleri bağlamında değerlendirir. Bu da aileyi bir sistem olarak ele alan bir yaklaşımın ürünüdür (Gladding , 2011).
Sistem yaklaşımı, bir olayı değerlendirirken onu çevreden yalıtarak incelemek yerine bir bütün olarak değerlendirmeyi önerir. Bir parçayı, onu oluşturan bütünden yalıtmak yerine onu bütün içindeki konumu ve fonksiyonuyla birlikte değerlendirir (Greenberg, 2014). Bu perspektifi benimsemiş bir terapist, bir sorunla karşılaştığında daha geniş açıdan bakma imkanına sahip olabilir. Kişinin yaşadığı psikolojik bir sorunu yalnızca içsel etmenlerle yani kişinin kendi düşünceleri, hisleri ve algılarıyla ilgili olarak açıklamak yerine, dışsal etmenler ile yani toplumsal ve ailesel baskılar gibi faktörlerle açıklayarak daha zengin bir perspektifle soruna yaklaşıma imkanına sahip olur.
Aile terapisi aynı zamanda kişinin yaşamındaki önemli kişileri tedavi sürecine dahil etme olanağı sayesinde, bazı terapi tekniklerinde kullanılan boş sandalyeye hayali bir figürü yerleştirmek yerine, bu kişilerin gerçek varlıklarıyla katılmasına olanak sağlar. Bu sayede rol yapma ve simülasyona gerek kalmaz. Dolayısıyla aile terapisi, bu kişilerin katılımıyla çok daha hızlı ve etkili sonular elde etme açısından avantajlı bir yaklaşım sunar (Gladding, 2011).
Aile terapilerinin bir diğer avantajı, verilen mesajın herkese erişebilmesidir. Bu sayede var olan sorunlar birlikte ele alınır, gizli tutulan sırlar açığa çıkar. Örneğin, aile terapisi, bir çiftin arasındaki anlaşmazlığı sadece bu çiftin iç meselesi olarak ele almaktan ziyade aile içi bir bağlama yerleştirir. Bu yaklaşım, diğer aile üyelerine bu çiftin ilişkisinde neler yaşandığını daha iyi anlama fırsatı sunar. Sonuç olarak, aile üyeleri, bu çatışmaları doğrudan ele almak ve çözüm arayışında daha aktif bir rol oynamak durumunda kalırlar.
Başka bir avantajı ise kısa bir süre içinde seansların tamamlanmasıdır. Bu da aileler için motive edici olabilir ve çözüm bulmada, enerjinin kanalize olmasında ve yaratıcılığı üst düzeye çıkartmada motive edici olabilir (Gladding, 2011)
Aile Terapisi Hangi Sorunların Çözümünde Faydalı Olabilir?
İletişim Sorunları: Aile terapisi, aile içindeki iletişim kalıplarını geliştirir, daha iyi anlaşmayı ve çatışma çözümünü kolaylaştırabilir.
Çatışma ve Anlaşmazlıklar: Ailelerin ebeveynlik, mali konular veya kişisel farklılıklarla ilgili çatışmalarının farkına varmasına ve çözmesine yardımcı olabilir.
Ebeveyn-Çocuk İlişkileri: Aile terapisi, ebeveynlik zorluklarının ele alınmasında, ebeveyn-çocuk ilişkilerinin geliştirilmesinde ve ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesinde faydalı olabilir.
Çocuklarda ve Ergenlerde Davranış Sorunları: Terapistler çocuk ve gençlerde meydan okuma, saldırganlık veya madde bağımlılığı gibi davranışsal sorunları çözmek için ailelerle birlikte çalışabilir.
Keder ve Kayıp: Aile terapisi, keder, kayıp veya büyük yaşam geçişleriyle başa çıkan aileler için destekleyici bir kaynak olabilir ve bu zor zamanları birlikte aşmalarına yardımcı olabilir.
Ruh Sağlığı Sorunları: Depresyon, anksiyete veya yeme bozuklukları gibi zihinsel sağlık sorunları olan bireyler için tüm aileyi iyileşme sürecine dahil ederek tedavi planının bir parçası olabilir.
Madde Bağımlılığı: Aile terapisi bağımlılık sorunlarının ele alınmasına yardımcı olabilir, hem madde kullanım bozukluğu olan bireye hem de ailenin bu durumu anlamasına ve yönetmesine yardımcı olabilir.
Karma Aileler: Karma ailelerin (üvey aileler) iki haneyi birleştirmenin getirdiği benzersiz zorluklar ve dinamiklerle başa çıkmasına yardımcı olabilir.
Kronik Hastalık veya Engellilik: Bir üyenin kronik hastalığı veya engelliliğiyle ilgilenen aileler, durumun duygusal ve pratik yönlerini ele almak için aile terapisinden yararlanabilir
Aile İçi Şiddet veya İstismar: Aile içi şiddet veya istismarın söz konusu olduğu durumlarda, aile terapisi mağdurların korunmasına ve altta yatan sorunların çözümü için faillerle birlikte çalışılmasına yardımcı olabilir.
Kültürel veya Kimlik Çatışmaları: Kültürel, kimlik veya nesil çatışmalarıyla karşı karşıya kalan aileler, anlayış ve uyumu geliştirmek için aile terapisini kullanabilir.
Sadakatsizlik ve İlişki Sorunları: Sadakatsizlik veya ilişki sorunlarıyla uğraşan çiftler, ilişki odaklı aile terapisinden yararlanabilir.
Yaşam Geçişleri: Boşanma, yer değiştirme veya emeklilik gibi büyük yaşam geçişlerinden geçen aileler, uyum sağlamak ve başa çıkmak için aile terapisini kullanabilir.
Aile Terapisinde Süreç Nasıl İlerler?
Aile terapisi iş birliğine dayalı bir süreçtir ve terapinin başarısı genellikle ailenin kararlılığına ve aktif katılımına bağlı olduğu unutulmamalıdır. Kullanılan spesifik teknik ve yöntemler terapistin yaklaşımına ve ailenin kendine özgü ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte ortak bazı özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
İlk Değerlendirme: Süreç genellikle terapistin sorunları, kaygıları ve hedefleri anlamak için aileyle buluştuğu ilk değerlendirmeyle başlar. Terapist aile geçmişi, ilişkiler ve dinamikler hakkında bilgi toplar.
Terapötik Yaklaşım: Terapist, ailenin özel ihtiyaçlarına en uygun terapötik yaklaşımı veya modeli seçer. Bazı yaygın yaklaşımlar yapısal, stratejik, öyküsel, sistemik veya bilişsel-davranışçı terapiyi içerir.
Hedeflerin Belirlenmesi: Terapist, aileyle birlikte terapi için açık ve spesifik hedeflerin belirlenmesine yardımcı olur. Bu hedefler terapötik sürece rehberlik eder ve bir yön duygusu sağlar.
Terapi Seansları: Tipik olarak tüm aile üyelerinin hazır bulunduğu düzenli terapi seansları planlanır. Bu seanslar ailenin ihtiyaçlarına ve sorunların ciddiyetine bağlı olarak haftalıktan aya kadar değişebilir.
Açık İletişim: Terapist aile içinde açık ve dürüst iletişimi kolaylaştırır. Her aile üyesinin düşüncelerini, duygularını ve endişelerini ifade edebileceği güvenli bir alan yaratırlar.
Kalıpların Belirlenmesi: Terapist, ailenin sorunlara katkıda bulunan sorunlu davranış, iletişim veya etkileşim kalıplarını tanımlamasına yardımcı olur. Bu kalıpları tanımak terapötik süreçte çok önemli bir adımdır.
Davranış Değişikliği: Aile terapisi genellikle davranış değişikliğini teşvik edecek stratejileri içerir. Bu, iletişim kurmanın yeni yollarını öğrenmeyi, çatışmaları çözmeyi ve daha sağlıklı aile dinamiklerini uygulamayı içerebilir.
Çatışma Çözümü: Terapistler ailelere çatışmaları çözmede ve sorunlara yapıcı çözümler bulmada yardımcı olur. Çatışma çözme becerilerini ve müzakere tekniklerini öğretebilirler.
Destek ve Güçlendirme: Terapist, aile üyelerini birbirlerini desteklemeleri için güçlendirmeyi, ekip çalışması ve karşılıklı anlayış duygusunu geliştirmeyi amaçlar.
Ev Ödevleri: Aile terapisi, terapi seanslarında öğrenilen becerilerin pratiğini yapmak ve bunları gerçek hayattaki durumlara uygulamak için ev ödevleri veya alıştırmalar içerebilir.
İlerlemenin Değerlendirilmesi: Terapist belirlenen hedeflere doğru ilerlemeyi düzenli olarak değerlendirir ve gerektiği şekilde terapi planını ayarlar.
Sonlandırma: Aile terapisi, aile hedeflerine ulaşıldığını hissedene kadar devam edebilir. Sonlandırma aşaması, kaydedilen ilerlemenin gözden geçirilmesini ve olumlu değişiklikleri sürdürmek için stratejilerin tartışılmasını içerir.
Aile Terapisi Ne Kadar Sürede Etkisini Gösterir?
Ailenin ve çiftlerin terapiye katılımının süresi, terapiye başvurmadaki özel neden, hedefler, aile üyelerinin aktif katılımı ve sorunların karmaşıklığı gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Acil sorunları ele alırken genellikle yaklaşık 12 seanstan oluşan kısa süreli bir yaklaşım benimsenebilir. Buna karşılık, özellikle ruhsal sorunlar veya karmaşık aile dinamikleri ile uğraşırken, aylar hatta yıllar süren uzun vadeli bir süreç olabilir. Terapistle birlikte tedavinin hedeflerini belirlemek ve seansların sıklığı ve süresine ilişkin program oluşturmak daha doğru olacaktır.
Bazı ailelerin tekrarlayan sorunları çözmek ya da ortaya çıkan yeni zorlukları çözmek için yıllar içinde birçok kez terapiye başvurduklarını belirtmekte fayda var. Aile terapisinin süresi son derece bireyseldir ve ailenin gelişen ihtiyaçlarına ve gidişata uyum sağlayan bir özelliğe sahiptir.
Aile Danışmanı Hüseyin Özden
Kaynakça
Wetchler J. L., & Hecker L. L. (2015). An Introduction to marriage and family therapy (2th.ed.). Routledge.
Gladding S.T. (2011). Aile terapisi: tarihi, teori ve uygulamaları (5th.ed.). İ. Keklik, İ. Yıldırım (Çev. Ed.). Türk PDR Yayınları.
Greenberg L. S., & Johnson S. M. (2014). Duygu odaklı çift terapisi, M. C. Külük (Çev.). Ck Yayınevi