Ergenlikte gözlenen duygusal gelişim süreçlerinde bozulmalar gözlenmesi mümkündür. Halihazırda duygusal gelişimin basamaklarını hasar almadan atlatmak insanlık için zor gözükürken bu basamakları ergenlik gibi çalkantılı bir dönemde geçmek daha çetrefilli görünmektedir.
Duygusal gelişim birçok faktörden etkilenir. Bireyin; içsel savunma düzenekleri, duygu regülasyonunu sağlayan ruhsal süreçleri, biyolojik ve psikolojik olgunlaşması gibi birçok faktör duyguların gelişiminde ve düzenlenmesinde rol oynar. Birçok faktör arasında öne çıkan bazı durumlar vardır ki hiç şüphesiz insanlar için inkar edilemez öneme sahiptir. Bu faktör temel bakım verendir. Temel bakım verenimiz yaşamımızın ilk yıllarından itibaren bizim duygularımızı aynalar. Ağladığımızda neden ağladığımızı yaptığı tahminlerle dile getiren bakım veren duygusal dünyamızın gelişiminin ilk tomurcuklarını yeşerten unsurdur.
Duygusal gelişimin bozulması, duraksaması, yavaşlaması veya hiç var olmaması gibi durumlar insan yaşamında karşılaşılabilen durumlardır. Peki ne olur da insanın duygusal yaşamı hasar alır? Bu soruya her bir bireyin çeşitli tecrübelerden edindikleri cevapları olacaktır. Yaygın olarak çevresel stres faktörleri biyolojik durumlara kıyasla cevaplarda öne çıkacaktır. Örneğin küçükken ağır ihmal ve istismara uğramış, şiddet görmüş bir bireyin duygusal dünyasını düşündüğümüzde bu bireyin duygusal dünyasında bir bozulma olabileceğini düşünmek için ruh sağlığı profesyoneli olmaya gerek yoktur. İnsanları yaralayan önemli olayların duygusal dünyayı yıprattığını göz önünde bulundurarak yara alsak bile bu yaraları sarmak için gerekli desteğe açık olmamız yaşamımız için önemlidir.
Duygusal gelişim bozuklukları, birçok yaş grubundan çeşitli kitleleri etkilerken ergenlikte olan bireylerin ergenlik dönemi dolayısıyla biyolojik ve psikolojik süreçlerinin gelişimi ve değişimi sebebiyle kırılgan olmaları duygusal dünya için daha fazla risk taşır. Dolayısıyla ergenlikte olan bireylerin, herhangi bir duygusal bozulma durumu yaşamaları halinde bu durumların göz ardı edilmemesi ve yetişkinliğe adım atma yolunda olan genç bireylere destek olunması hayli önemlidir. Bu konudaki sorumluluk sadece ailelere düşmemekte, ailelerle beraber toplumun bu konuda bilinçli olup çeşitli kademelerdeki genç bireyleri gözlemlemeleri ve gerekli yönlendirmeleri yapmaları gereklidir.