
İletişim ve konuşma insanların en eski becerilerinden biridir. Güzel ve etkili konuşmak bir yetenek değildir. Yapılan pratikler ve edinilen farkındalıklar ile öğrenilecek ve geliştirilebilecek bir durumdur. İletişim becerilerini kuvvetlendirmek insana hayatının her alanında katkı sağlar. İnsanlara kendinizi daha sağlıklı ifade etmenize, bakış açınızı genişletmeye, iletişim kurduğunuz insanları daha iyi anlamanıza yardımcı olur.
Bazen iletişim hatalarından kaynaklı niyetlerimizi veya düşüncelerimizi doğru bir şekilde ifade edemeyebiliyoruz. Ya da diğer insanların bizimle yaptıkları paylaşımları değerlendirme konusunda hatalar yapabiliyoruz.
İlişkilerde Yapılan İletişim Hataları
Dinliyor gibi görünmek: İletişim dendiği zaman akla ilk gelen karşımızdakini dinlemektir. Kimi zaman karşımızdakini dinlemekten ziyade konuşmak için sıramızı bekleriz. Bu durum iletişimin kalitesini bozar. Sağlıklı bir iletişimde karşı taraf konuşurken ne anlattığına odaklanılmalıdır.
Suçlama: İnsanlar sorun yaşanabilir ve bu tarz durumlarda yaşananların sorumluluğu tamamen karşı tarafa yüklenebilir. Kurulan iletişimde bütün suçu karşıya atmak ve karşı tarafa suçlayıcı bir tutumla yaklaşmak, savunmacı bir tutumla karşılaşmamıza sebep olabilir.
Savunmacı tutum: Kurulan iletişimde hiçbir hata veya eleştiri kabul etmemek, savunmacı bir tutum benimsemektir. Kişinin sağlıklı bir ilişki içinde olması için yaşanılan durumlardan kendi payına düşeni alması, empatik ve objektif bir yaklaşım sergilemesi gerekir. Çocukluğunda fazlaca eleştiriye maruz kalmış kişilerde bu tutumun düzeyi artabilir. Eleştiriye karşı daha hassas olup gelecek olumsuz herhangi bir yorumun önünü kapatmak için savunmacı bir tutum geliştirebilir. Fakat bunu farkındalıkla değiştirmek mümkündür.
Küçümseyici konuşma: Karşı tarafın duygularının, düşüncelerinin önemsenmediği hissine kapılmasına sebep olur. Karşı tarafta olumsuz duygulara oluşturur ve ilişkinin kalitesine zarar verir.
Zihin okuma: Herhangi bir dayanak noktası olmadan karşı tarafın duygu ve düşünceleri üzerinde fikir yürütmektir. Bu çok sık kullanılan bir iletişim hatasıdır. Yeni tanıştığı bir insanla iletişim kurduktan sonra ‘Kesin benimle arkadaşlık yapmak istemez.’ gibi bir düşünce, akıl okumaya örnek olarak gösterilebilir. Bu tarz durumlar kurulacak ilişkiye önyargıyla yaklaşılmasına sebep olabilir.
Geçmişe takılı kalmak: İletişim kurarken sürekli geçmiş konulardan bahsetmek şimdiki ana odaklanma önünde bir engeldir. Bu durum bazen bir kaçış ya da kendini koruma yolu olarak kullanılabilir. Geçmişten gelen olumsuz konularla ilgili aşılmamış durumlar varsa üzerine konuşulmalı ve konu kapatılmalıdır. Yaşanan herhangi bir olumsuzlukta tekrar gündeme getirilmemelidir.
Sorunlar üzerine konuşmamak: Bazı durumlarda taraflar konuşulması gereken durumlar olduğunda sorunun üzerini örtmeyi tercih ederler. Bu gibi durumlar kişinin problem çözme becerisinde yaşadığı birtakım zorluklar veya sorunun getireceği olumsuz duygulardan kaçma
ihtiyacı ile ilişkili olabilir. Fakat üzerine konuşulmamış duygular ve sorunlar ortadan kaybolmazlar. Üzerine konuşulmamış her sorun ve sorunun getireceği olumsuz duygular biriktikçe sonraki zamanlarda daha büyük bir sorunla karşılaşma olasılığını arttırır.
Küsmek: Küsmek; pasif agresif bir davranıştır. Yani hissedilen duygunun karşı tarafa açıkça ifade edilmesi aktif agresyonsa, daha dolambaçlı ve açıkça ifade edilmediği durum pasif agresyondur. Küsme davranışının neye hizmet ediyor olduğunu fark etmek önemlidir. Yaşanılan sorunla yüzleşmemek, problemi nasıl çözeceğini bilememek, duygu ifadesi noktasında yaşanan zorluklar, karşı taraftan alınan ilgiyi arttırmak gibi sebeplere dayanabilir. Bu durum ifade edilmemiş duygulara ve yaşanılan sorunların çözüme kavuşmamasına sebep olacağından ilişkiye uzun vadede zarar verecektir.
Söz kesmek: Duygularımızı olumlu ya da olumsuz çok yoğun yaşıyor olabiliriz. Bu yoğun duygular karşısında hislerimizi ya da düşüncelerimizi karşı tarafa hemen söylemek isteyebiliriz. Bazen ise söz kesmek bir alışkanlık haline gelmiş olabilir. Fakat bu durumu dönüştürmek mümkündür. Kendinize ‘Ben karşı tarafı mı dinliyorum yoksa kendime mi odaklanıyorum? İletişimde olduğum kişiye dikkatimi verebiliyor muyum? Karşımdakinin sözünü kesiyor muyum? / Ne sıklıkla yapıyorum?’ sorularını sorabilirsiniz. Yakın olduğunuz insanlardan siz söz kestiğinizde bunu size fark ettirmesini isteyebilirsiniz. Çünkü bu davranış bazen fark etmeden yaptığımız, bilinçdışı bir davranış olabiliyor.
Çok konuşmak: Aralıksız ve uzun konuşmak karşı tarafın dinlemesini zorlaştıracak ve karşı tarafı esir alacak bir durumdur. Bu durum karşı tarafın sıkılmasına ve olumsuz duygular hissetmesine sebep olur. Çok konuşan kişi, bu davranışı çocukluğunda ona kimin yaptığına bakabilir. Bazen bir konuyla ilgili geçmişten bağlantı kurmak ve farkındalık sağlamak çözüme kavuşmada büyük oranda yardımcı olur.
Sorulara belli belirsiz yanıtlar vermek: Sorulara net cevap vermemek yapılan iletişim hatalarından biridir. Örneğin; ‘Uykun var mı?’ sorusuna ‘Bugün 8 saat uyudum.’ şeklinde cevap vermek karşı taraf için belirsizlik yaratacaktır. Bu sorunun cevabı uykum var ya da yok şeklinde olmalıdır.
Karşı tarafı ikna etmeye çalışmak: İletişimde olduğunuz kişinin gerçek düşüncesini değil, duymak istediğiniz şeyi söylemesine sebep olacak bir durumdur.
İletişimde yapılan hataların temelinde çocukluk yaşantısı vardır. Yaptığınız herhangi bir iletişim hatasını çocukluk yaşantınızda bakım verenlerinizden deneyimlemiş ve öğrenmiş olma ihtimaliniz yüksektir.
Yapılan iletişim hatalarında bilinçdışının payı çok büyüktür. Örneğin; arkadaşınızla bir mesele hakkında konuşuyorsunuz ve bahsedeceği şey size geçmişte yaşadığınız olumsuz bir anıyı hatırlatacak ve dolayısıyla olumsuz duygular hissettirecek. Bu tarz bir durumda bilinçdışından gelen bir dürtü ile karşımızdakinin sözünü kesebiliriz. Ya da olumsuz duygular hissetmemek için çok fazla konuşabilir ve zihnimizi sürekli bir düşünceyle meşgul edebiliriz.
Yapılan iletişim hatalarını fark etmek ve bu becerileri geliştirmek, ilişkileri daha sağlıklı ve verimli yaşamak için önemlidir. Bu konuda desteğe ihtiyacınız olduğunuzu hissederseniz bir uzman yardımıyla hem farkındalık sağlayabilir hem de dönüştürebilirsiniz.
Psikolog Hivda Daşdemir