Ayrılamama Nedenleri: İlişkilerde Ayrılık Kararını Etkileyen Faktörler

Ayrılamama Nedenleri: İlişkilerde Ayrılık Kararını Etkileyen Faktörler

Zaman zaman, artık bize iyi gelmeyen ve içinde huzursuz hissettiğimiz ilişkiler yaşayabiliriz. Bu tür ilişkilerden ayrılmayı düşünürken, kaygılı hissetmek ve ilişkiyi devam ettirmek yaygın bir durumdur. Bu kaygının nelerden kaynaklanabileceği üzerine düşünmek, o ilişkinin bitmesinin daha iyi olacağını kabul etmemizde ve sonrasında buna yönelik adımlar atmamızda bize yardımcı olabilir.

Bağlanma pratiklerimiz ilişki kurma şeklimizi ve ilişkilerimize atfettiğimiz anlamları etkilediği gibi ayrılık üzerine olan düşüncelerimizi de etkiler. Ebeveynler ilişkilerini çocuklarıyla güven verici bir temel üzerine oturtamazlarsa ve çocuklarının ihtiyaçlarını gideremezlerse bu çocuk için endişe verici ve güvenli olmayan bir bağlanmanın oluşmasına neden olur. Bu tür güvensiz bağlanmalar, yetişkinlerde ayrılma ve terk edilme korkularını tetikleyebilir. Endişeli bağlanma eğilimi olan kişiler, ayrılıktan sonra yalnız kalacaklarına, duygusal desteklerini kaybedeceklerine ve kimliklerinde değişiklikler olacağına inanmaya meyilli olabilirler. İşte bu sebepler, ilişkiden çıkmayı zorlaştırabilir.

Bunun yanı sıra çocuğuna kendini ifade etme olanağı tanımayan, kendisinden ayrışıp birey olma izni tanımayan, aslında çok seven fakat sevgisiyle çocuğun nefes almasına izin vermeyecek kadar çocuğu boğan, kendisinin karşılanmamış ihtiyaçlarını karşılayacak kişi olarak çocuğunu gören bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin yaşanması ve çocukta güven duygusunun gelişmesine izin verilmemesi de kişide bağımlı bir kişilik yapısının oluşmasına sebep olabilir. Bu yapıya sahip olan bireyler her ne olursa olsun birlikte oldukları ilişki içerisinde kendilerini güvende hissettikleri için partnerlerinden ayrılamazlar.

Ayrılık sürecini, bağlanma teorisi gibi etkileyen başka faktörler de vardır.

İnsanları, mutsuz veya tatmin olmadıkları ilişkilerde kalmaya iten diğer etkenler neler olabilir?

  • Ortada büyük bir sorun yokken ilişkiyi bitirmek için anlamlı bir gerekçemiz olmadığını düşünebiliriz.
  • Karşımızdaki kişi değişmeyi istemiyor olsa bile biz onun değişebileceği umuduna tutunabiliriz.
  • Bu ilişki için hali hazırda çok zaman ve emek harcadığımızı düşünebiliriz, tüm çabaları ve geçen zamanı geride bırakıp sıfırdan bir ilişkiye başlamak birçok insana çekici gelmeyebilir. Örneğin, bir ilişkiye çok emek verildiğini düşünmek veya ilişkinin uzun süreli olması, ayrılığı zorlaştırabilir.
  • İlişkinin olumsuz döngüsünün içine sıkışıp kalabilir ve bu bize zarar verse dahi bu döngüye alışık olduğumuz için kendimizi rahat hissediyor olabiliriz.
  • İlişkiyi ardımızda bırakmanın getireceği belirsizlikten korkabiliriz.
  • Bakımverenlerimiz bize örnek alabileceğimiz sağlıklı ilişkiler sunmadıkları için ne zaman bir ilişkiden vazgeçmemiz gerektiğini bilmiyor olabiliriz.
  • İlişkide diğer kişiyi düzeltmek, ona yardım etmek, onun daha iyi bir hayatı olmasını sağlamak gibi görevlerimiz olduğunu ve bunları başarmamız gerektiğini hissedebiliriz.
  • Koşulların değişeceğine dair gerçekçi olmayan beklentilerimiz olabilir.
  • Bize bir zamanlar iyi hissettirmiş bir ilişkiden bugün çıkmayı seçemeyeceğimize inanabiliriz.
  • Kişilerin evli olup olmaması veya toplumun ilişkilerine atfettiği değer de ayrılık kararını etkileyebilir. Özellikle evli insanlar, “Ayrılmak için mi evlendin?” gibi çevrelerinden gelen yargılayıcı yorumlarla karşılaşabilirler.
  • Ayrılık deneyiminin duygusal açıdan yalnızca olumsuz bir deneyimi yaşatacağına dair düşünceler de kişilerin ilişkilerini bitirmelerini engelleyen bir rol oynar. Bununla birlikte, bazı ayrılıkların kişisel ve hatta ilişkisel faydaları olabileceği bir gerçektir.
  • Ayrıca, bir kişinin partnerinin ailesiyle olan ilişkisi de, onların ilişki durumunu etkileyebilir. Özellikle kendi ailesinde ihtiyacı olan sıcaklığı güveni tatmamış kişiler için partnerinin ailesi ile kurduğu olumlu ilişki onları ilişkilerinin içinde kalmaya itebilir.
  • Kişilerin çocuklarının olması da bu süreci etkileyebilir. Toplumumuzda yaygın bir şekilde görülen “çocuk var diye ayrılmama, çocuğun öteki ebeveyni olmadan psikolojisinin bozulacağını düşünme” durumu bu anlayışa örnek verilebilir.

İlişkinizde ayrılamamaya dair yaşadığınız sorunların temelinde ne olduğuna bakmak ve başka nasıl yolların var olabileceğini keşfetmek için psikoterapi desteği alabilirsiniz.

 

Uzman Klinik Psikolog Büşra Ceylan

20.11.2023
325
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.